Düş yakamdan!
Bırak
bitsin bu sürgün…
Daha hesabını vermem gereken,
Hüsranla dolu büyük bir geçmişim var…
"Gölgeler" hâkim dört bir
yana
"Gerçekler" alabildiğine bulanık…
Zihnimde
de cevabı olmayan
Nice "öksüz sorular" var…
"Anlam" anlamanın ötesinde
bir şey,
Bünyesinde envaiçeşit zehri var…
Ucunda ölüm dahi olsa,
Beni kendisine çeken muazzam bir büyüsü var…
Kendini arayan bedbaht bir
seyyahım,
Gönlümde dinmek bilmeyen bir "sızı" var…
Bilirim
hiç bitmeyecek bu yolculuk,
Zira
girdiğim her sokağın bir “çıkmazı” var…
“Nihai hedef: Mutluluk!”
diyenlere bakıyorum,
Yüzlerine dönüp küçük bir "tebessüm" edesim var...
Nasıl
bir bilmecenin içine doğmuşuz ki,
Var olmanın bile "eşsiz bir sancısı" var…
Gökyüzünü izliyorum
mesela,
Onun bile bir gecesi ve bir de sabahı var...
Anlıyorum ki âlemde "BİR" olan yalnızca "O" imiş,
Geriye
kalan her şeyin muntazam bir "ikilemi" var…
Baksana O’nu anıyor tüm kâinat
O’na bakıp bakıp çılgına
dönüyor,
Görüyorum
ki, gonca bir gülün bile
O’nun için yanan büyük bir "aşkı" var…
Ben, kaybettim kendimi
Ben, kendini arayan bedbaht bir seyyahım…
Ben, kendini arayan bedbaht bir seyyahım…
Bir bakın kendini bulan kuşların "vecd" ile uçuşuna
Söyleyin bana!
Yoksa onları kıskanmamanın bir yolu mu var?
Mazharî
Yorumlar
Yorum Gönder