YAŞAYAN ÖLÜLER


YAŞAYAN ÖLÜLER (26 Ekim 2018)

Bir sis bulutu kaplamış, 
Dört bir yanını şehrimin...
Çalışmadı, iş yapmadı "şehremini"
Bir cihan olan dünyama nazaran,
Çevremdi zaten yeterince mini...
Kalıplara sığmıyor duygular,
Akıllanmıyor “nefret” adlı deli...
Sabır ki, her defasında bana
Daha da daraltıyor çemberi...
Büyük bir hasretle baharı beklerken,
Sinsice kapıları tıklatıyor zemheri...
Karanlık... Kasvet... Öfke ve buhran,
Biri beşe böldük elde var: Hiçbiri...
Ölümle buluştu insanlık, 
Ve ölüm esir aldı tüm özgürleri...
Hapsedildi küçük bir kafese mutluluk,
Ve mutluluğu tekeline aldı birileri...
Yakıp yıktılar hiç umursamadan,
Öksüz kaldı bu toplumun değerleri...
İsimlerle hitâba ne hacet?
Rumuzları zaten “Kültür Katilleri”
-Hey, sus! Eleştirme sessiz kal,
-Uzaktan izle hep olup bitenleri...
Tüm bu söylemlerin inadına,
Hazır ettim kurşundan kalemleri...
“Hizmet” sadece “intihal” cümlelerinde,
Miyoptuk... Kör sandılar gören gözleri...
Seçim zamanı gelirler sahte bir gülüşle,
Ve ustaca dağıtırlar kırmızı karanfilleri...
“Gelecek” hiçbirinin umurunda değil,
Kuru bir itibar olmuş, biricik hevesleri...
Bu trajedik duruma hiç usanmadan,
Bir de alkış tutuyor, şehrimin ölüleri...

Mazharî

Yorumlar